korona günlükleri bilmem kaç

25 Mart 2020 Çarşamba
ne kadar güzelmiş basit alışkanlıklarımız;  sabah kahve içe içe işe gitme halimiz, işten çıkınca spora gidip oradan ayy hadi bir kurtuluşa gidip murat ustanın sandviçiyle karnımı doyurayım ya da nereye gidiyorsanız işte orada bir kadeh bişey içmemiz, konsere gitmemiz, sergi açılışlarında boy gösterip ucuz şaraplar içmemiz ve ne kadar değerliymiş öpüşebilmek, se.vi.ş.ebilmek, içten bir şekilde tokalaşmak ve sarılmak... 

iki haftaya yaklaştı bunların çoğunu yapamıyor olduğumuz zaman. aklı sağlığımızı korumak için yine teknolojiye sarılıyoruz. yatak odasında cep telefonu bile kapalı olan ben; ilk defa laptopu yatağa taşıdığım zamanlar! dizi izlerken şekerleme yapıyorum bazan. 

çoğu yer kapandı; üretim yerleri, paket servis yapan yerler ya da müşteri alımını bırakıp sadece pakete dönen restoranlar açık. simitçi tezgahları azaldı. ne yazık ki ilk etkilenen  yine hizmet sektörü oldu. garsonlar, komiler işsiz. işyeri sahipleri bir daha açabilecekler mi emin bile değiller. özellikle küçük işletmeler. böyle zamanlarda vefa duygum açığa çıkıyor. eskiden de gittiğim yerlerden sipariş verip, alışveriş yapıyorum. 

o-ku-ya-mı-yo-rum! yok, başka zaman kitapları deviren ben okuyamıyorum. sinema eleştirmeni olmasam da filmlerdeki klişeler diye yazacak kadar, ikinci dünya savaşı üzerine uzun sohbetler çevirecek kadar çok film izliyorum. yönetmenine göre, oyuncusuna göre, gerçek yaşam olmasına göre vs kritelerim var birbirinden bağımsız. mesela halle berry filmlerini izliyorum, çünkü kadını seviyorum. keza penelope cruz ama penelope mi halle' mi derseniz penelope derim. bu da benim ispanyol sevgim. marinaleda köyündeki sosyal kahvede çalışan alba'nın instagramdan sordum halini hatrını. alba iyi, ailesi de iyi, evdeyiz diyor. 

bu yaz seyahat etmektense ( sınırlar açılırsa yine bir yunan adası yaparım ben o hakkım saklı) dört ya da beş yıldızlı bir otelde, yarım pansiyon ( her şey dahil sevmiyorum) ağaçlıklı bir sahili olan,  mümkünse 18 yaş altı çocuk kabul etmeyen bir yerde dinlenmeli tatil yapmak istiyorum. akyaka olur, bodrum olur, kaş civarı olur ( hepsinden karşıya geçiş var;) cunda olur. bu ruh halini atmak için buna ihtiyacım var. 

her gün yemek yapmak zor olmasa da ne bileyim yorucu. dün mesela evde bir avuç bulgur vardı, ya bunu bitireyim bari, deyip işe giriştim. bolca pembe domates, çarliston biber ve bolca sarımsak ile sızma zeytinyağında bir sos yaptım. bulguru ekledim, bir iki çevirdikten sonra tuz karabiber pul biber ve yarım çay kaşığı şeker ekleyip kaynar su ekledim üstünü geçecek kadar. oldu mu sana bol soslu bulgur pilavı. yanında yoğurt ve turşu ile gayet güzel bir öğle yemeği oldu da arttı bile. sos yaparken biraz az yap, handan. 

işte böyle, evde ve işte okuyarak ( haber ve medya turunda bahsettiğim siteleri) bol bol uyuyarak, ev silerek temizleyerek iki hafta geçti. daha ne kadar böyle geçecek belli değil. 

sokağa ç.ıkma yasağı kararı alınmayacağını düşünüyorum. böyle düşük yoğunluklu, sıralı çalışma, evden çalışma, riskli yerleri kapatma şeklinde step by step gidecek. 

kendinize dikkat edin. ben çıkayım da kahve yapan bir yer bulayım. 

2 comments:

  1. makyajliyorum dedi ki...:

    Bir an önce normale dönmeyi diliyorum, cidden çok sıkıldık :(

  1. Handan dedi ki...:

    biraz sakin... geçecek. ciddiyim sakin kalmak için müzik, egzersiz, varsa kedi köpek ile oynamaca