öylesine konuşmalar... iç dökmeler...

11 Nisan 2021 Pazar

 veba geceleri elimde süründü gitti! yok, bitmiyor. 250 sayfa okudum, şimdi gözümü twitterdan ve her bir işi yaptıktan sonra sanki bir şey olacak ya da olmuş ama benim haberim olmaması dünyanın sonuymuş gibi sosyal medyayı taramaktan kitabı bitiremiyorum! ayhhhh bu nasıl uzun bir cümledir. 

benim olur diye düşündüğüm ''siz ülkemize gelin biz sizi havalimanında aşılarız'' düşüncesi bir takım turizm şirketleri aracılığı ile gerçek oldu! sırbistan'a gelin kovid movid içinde şu kadar euroya tur yapın aşı olun dönün, diye reklamlar görmeye başladım. ancak bunlara elbette güvenilmez. kanepede oturmaya devam! 


az kaldı memuriyete noktayı koyuyorum:))) çalsın davullar! şaka bir yana son senelerde öyle çok yoruldum ve öyle sıkıldım ki amir-memur sözcüklerini duymak dahi  istemiyorum. hayatımdan ''izin almak'' gibi olgu çıkacak; yıllık iznimi bile kullanırken insanlar kıskançlıkla ne çok gezdiğimden dem vuruyorlardı. ulan yıllık izin benim zaman benim size ne?! diyemiyorsun tabii o zaman agresif oluyorsun; e sen de kullan canım iznini, diyordum ne yapayım. tabii hemen bir bahane; işte bla bla bla... annem bile 30 yıldır ne zaman izin alsam  mesela bayramı bekleseydin diye bir erteleme önerir:) 30 yıldır bıkmadan, ben de anneme ''yahu seni dinlesem 30 yıldır hep sonra olacak bir şeyi bekleyip izin kullanmadan çalışırdım'' diyorum. tabii ki elimden geldiğince hiç bir şeyi ertelemeden yaşıyorum, yaşadım, yaşayacağım. ama son  zamanlarda sağlığım bozulacak kadar çok bilgisayar başında kalıyordum iş yerinde. sağ elimin eklemleri ve boynum bu gidişata geçen hafta dur dedi! dur. dinlen! mouse yok, bilgisayar yok, dizi yok! hafif spor var, dinlenme var, uyku var. üç ayrı - biri profesör- doktor elimi gördü ve  bilgisayara mukabil deterjan ve kimyasallardan da  uzak duracaksın, dedi! ''nasıl yaparsın bilmem ama'' diye ekleyerek, evet ''nasıl'' sorusu havada asılıydı. bulaşık yıkamıyorum zaten, kolonyalı mendili de çıkardım hayatımdan, evdeki ucuz el sabunlarını da. simple marka yüz temizleme jeli ile elimi yıkamaya başladım, paraben içermiyor piyasadaki el sabunlarına nispeten iyi bir ürün. daha önce kullandığım krem çok bir işe yaramamıştı, losyon da ha keza onu da ben attım çöpe. şimdi ilacımı içiyor, ve elime organik sızma zeytinyağı sürüyor, temizlik yapmıyorum. ellerim çok güzeldir benim ya vallaha üzülüyordum böyle deformasyon gördükçe. neyse ki toparladım durumu. ayhhhhhh iyileşmeme az kaldı, az! 

alışveriş ne büyük zevkmiş anacım! ki ben bunu şehirde geziyle birleştirirdim. sırt çantam boş çıkardım evden eminönüne uzanır orada türk kahvesi alır, hayfene'ye uğrar baharat dünyasına girer, balıkçıdan bazan haşlanmış karides alır çekirdek gibi yiye yiye çarşı kalabalıklaşmadan evime dönerdim. bazan arada hamdi restoranda mola verir bünyeyi kebaba tatlıya bandırır öyle dönerdim. şimdi eve sipariş veriyorum baharat falan. hey yavrum hey nereden nereye! handan internetten eve baharat söylüyor. dahası bunu becerebiliyor:))))) bilenler bilir internet alışverişi ile kafam hiç hoş değil. hayfene nefis bir şekilde paketlemiş ürünleri, içine minik hediyeler de eklemiş yollamış. teşekkürler. 


dün rich'in doğum günüydü. leeds united sevgilime bir galibiyet hediye etti. sonra minik torunları kapıya gelip onu yemeğe davet ettiler o arada bana da hem ingilizce hem de dedelerinin öğrettiği türkçe ile merhaba dediler. seyahat planlarımız borsa gibi gün be gün değişiyor. türkiye yeniden kapanmayı konuşuyor, ingiltere 12 nisan'da kısmen açılmayı. kanepeden gelişmeleri dikkatle izliyorum. 


sabah sabah gevezelik ettim blogda. bir bu kadar da rich ile konuştum. günlük konuşma / paylaşma ihtiyacımı karşıladığıma göre çıkıp biraz yürüyebilir su alıp eve dönebilirim. 


iyi pazarlar. 




3 comments:

  1. Iyi pazarlar Handan çalışma hayatı zor. Çalışanlara kolaylık diliyorum. Sevgiker.

  1. Selam Handan çalışma hayatı zor. Şimdi hayatın her alanı zor. Sevgiler. Iyi pazarlar

  1. Handan dedi ki...:

    sevgiler selamlar çiçek. zorlukları kolaylaştırmaya çalışıyorum elimden geldiğince.