bir kitap; gitme, gül yanakların solar / bir film; chef / parasız kaç gün geçirebilirsin evde?

13 Haziran 2016 Pazartesi
bir film, bir kitap, bolca yemek 

cuma günü banka kartımın kayıp olduğunu market kasasında fark ettiğimde çok geçti. evde diğer çantamda bulacağımdan gayet emin üstümdeki nakit ile alışveriş yapıp eve gittiğimde kartı bulamadım ve evdeki bozukluklara kaldım mı, kaldım, bunu bir dinlenmeye çevirdim mi, çevirdim. tabii önce uzun uzun güvenlik sorularından geçerek ( siz burayı hafiften delirerek olarak okuyun)  kartımı kullanıma kapattım. sonra elde var olana baktım; bozuk liralardan başka euro ve kron çıktı yahu! bunlar hep gezilerden kalanlar. işe yaramıyor bir sonraki geziye değin. 

irem'in kitabı evde temizlik esnasında bulununca önce kahve demleyip koltuğa kurulup onu okumaya başladım. bir mübadele öyküsü '' gitme, gül yanakların solar'

irem uzunhasanoğlu; kökleriyle bir mübadil;  lesvos tatili ona başka ufuklar açıyor ve oturup bu kitabı yazıyor. dili temiz, bir parça erotizm ile merakınızın gıdıklandığı kitap yazarın ilk kitabı; özellikle sonlara doğru biraz duygusal biriyseniz göz yaşlarınızın akması olası. 

ben okurken arada kalkıp evde ufak tefek işer yapıp okuduklarımı sindirip geri okumaya dönen biriyim. öyle çok ahım şahım işler değil tabii bir yemek hazırlığı için domates biberleri yıkamak mesela:) vallaha! zaten çabuk yorulan biri olduğumdan 3 fasılda yapıyorum yemeği; 1 molada yıka, 2. molada doğra 3. molada bütün malzemeyi kısık ateşte sızma marifetiyle pişirmeye başla. 

kitap bittiğinde sınırların manasızlığı üzerine düşünüyordum ki ben bunu her  sınırı geçtiğimde söylüyorum; 

dünyanın en saçma şeyi sınırlar bundan daha saçması ise bunların kapalı olması. 


***


hafta sonu sabah, spor salonunun en sakin olduğu zamanlar; tabii saat 11 marjı için bu söylediğim, sonrasını bilmiyorum. ben 7 gibi uyanıp 9 a kadar kahve / medya turu ile geçirip hafif bir kahvaltı yaptığımdan 11 gibi salona gidiyorum. sonra ya ben bir yemek şef filmi izleyeyim diye google amcaya yemek şef filmi diye yazdım; chef filmini çıkardı karşıma; 2014 yapım bir film. başladım izlemeye, üstelik bağımsız bir yapım çıktı mı film; değmeyin keyfime. yemek yazarlığı, şef, mekan sahibi, twitter, sosyal medya, ilişkiler her şey var filmde ne kısa ne de uzun sayılacak halde. tam bir feel good movie. şimdilerde yemek magazini yazılarından okuduğum ama henüz hiç birini ziyaret etmediğim yemek kamyonu fikri daha önce de varmış. en son sanırım nicole restoranın ortaklarından biri ayrılıp bir yemek kamyonunda dürüm satmaya başladı. filmden sonra ya da filmi durdurup tost yapmaya başlayabilirsiniz, yemekler, müzikler ve film mekanları gayet güzel. izleyin. yönetmen / başrol jon favreau ve tabii daha kimler kimler var filmde. 

*** 

bir kitap bir film ve tabii filmden sonra bol peynirli domates ve biberli tost yine bir kahve bir kahve daha. işte hafta sonunun özeti. bir dinlendim bir dinlendim. paraya da hiç ihtiyacım olmadı. bir kere daha para harcamadan kaç gün geçirebileceğimi deneyimlemek istiyorum. 

tabii eve kahve, makarna, dergi, kitap vs depoladıktan sonra:) 



4 comments:

  1. Unknown dedi ki...:

    :)
    öncelikle geçmiş olsun.filmi ben de izledim ve keyif aldım,kitabı okumadım ama öyle cazibeli anlatmışsın ki:)
    sevgiler

  1. Handan dedi ki...:

    havva günaydın, mühim bir şey değil pzt sabah bankadan hemen bir kart verdiler adıma tanımlayıp, aslında iyi oluyordu harcamıyordum:))) okursan kitabı konuşuruz üstüne ileride, sevgiler selamlar

  1. Gamze Esra Ersöz dedi ki...:

    Filmi bulursam ben de seyredeyim, merak ettim.

  1. Çok geçmiş olsun. Film ve kitap notunu aldım bi arada .
    Sevgiler ...