evde oturmuş şarap içip film izliyordum sonra n'oldu bilmiyorum ya ben çıkıp biraz gezsem ya dediğim andan 10 dakika sonra sokaktaydım!
istikamet zorlu:
le baron: buraya bir gün canlı müzik varken de gideceğim. 50 kişilik butik bar. özel kutlamalar için kapatılabiliyor. ben havasını sevdim. çok eller havaya haydi hoppa türkçe pop sevmem ama bir akşam 1 saatliğine de olsa giderim.
zanzibar: burası kocaman bir mekan. ben bar insanıyım. orada ufak tefek atıştırmalık ile içkimi yudumlamayı seviyorum. tezgahı geniş barlarda yalnızsam yemeğimi de yiyorum. barmenler, baristalar ile senenin favorilerini, bazı içkilerin değişik içilme şekillerini sohbet edip yeni şeyler öğrenmek hoşuma gidiyor. gerçi henüz daha gizia'nın bar şefinden öğrendiğim acı biberli viskiyi yapmadım ama olsun biliyorum ya bir gün yaparım.
vakko latelier: burada çok güzel bir kokteyl içtim. ki ben kokteyl insanı değilimdir. buna rağmen çok beğendim.
üç mekan gezdikten sonra hadi handan eve dedim. her zaman olmasa da bazan yeni açılanları bazan eskileri böyle peş peşe dolaşmak hoşuma gidiyor.
uzun zamandır lokanta / restaurant yazmıyorum. ona da bir giriş yapayım artık bu sene. aklımda bir iki yer var.
yeme içme dünyasının hızına yetişmek mümkün değil istanbulda. olduğu kadar artık.
lezzet turları devam edecek.
bu arada le baron için bir not ekleyeyim. canınız soğuk bir bira içip oturmaksa sizi başka mekana alalım, çünkü le baron'da bira yok.
Selamlar, acı biberli viskiyi yapınca tarifini bize de verin. Tadını merak ettim :)