hayatımı toparlıyorum; ingilizce dersi, 45'ten sonra insan ilişkilerinde başka bir boyuta geçmek, izlediklerim, okuyamadıklarım...

22 Ekim 2020 Perşembe

 '' hayatımı toparlıyorum'' 
her sabah uyanıp önce yalandan 10 dakika yoga/spor karışımı bişey yapıyor ve asıl ne diyeceğim biliyor musunuz:) bu kot pantolona en az 10 yıl önce de sığıyordum şimdi sığıyor muyum diye giydim:))) ve evet, sığdım!... ahahahhaha boşverin yazıyı sabah uyanın, sevgiliniz yanınızdaysa onu öperek güne başlayın. ya da benim gibi video çekip ona yollayın:)))) 

evim şöyle; 


koltuk; mudo garage
mavi kilim: by canan  
çanta; beymen 
kitaplar; ben. sadece ben! 

evim işte böyle 


 kendi kendime ingilizce özel dersten sonra söylediğim bir şey. bu arada evde '' özel ders'' almak hiç havalı bişey değil. öğretmenim gelmeden önce evi cıncık gibi temizleyip toparlıyorum. oysa ilk ders ne güzeldi! iki taraf da birbirimizi tanıyalım diye starbaksta günlük ingilizce konuşmuş ve ikimiz de bir fincan kahve içmeden kimse bizi '' ne alırsınız'' diye darlamadan dersi bitirip evlerimize gitmiştik. 


45'ten sonra insan ilişkilerimde hakikaten başka bir boyuta geçtim. beş sene sonra beni arayanlara şüpheyle ( ne isteyecek acaba ) bakıyor, ingilizlerin '' small talk'' dedikleri konuşmadan yapıyor ve sonra engelliyorum! benim iletişimim ve sohbetim değerlidir! beş sene sonra arayanlara bu kıymeti vermem.  


uzun yıllardır iş ve işle ilgili sorunlarım hep oldu. çözdüm yoluma devam ettim. artık bitiyor. gerçekten bitiyor. ve öğrendiğim bir şey var ki; bişey öğrenemiyorsun, günün gelişine göre çözüm üretip devam ediyorsun. 


geçen hafta iki gece harbiye açık havada oyun izledim. birincisi ahududu diye bir oyun. melek baykal var diye gittim. mesaj kaygısı oyunu boğmasa ve sarkmasa çok daha iyi olacak bir oyundu; gece, yıldızların altında, hilton manzarasında  maskeli dahi olsa oyun izlemek bana gerçekten iyi geldi. 


sonra '' asi kuş'' ali poyrazoğlu; çenem ağrıdı gülmekten ve alkışladım hep! asi kuş tayfasına selam. iktidara göre pozisyon almadım, hep hukuk dedim karşılaştığım haksızlık ve maruz kaldığım mobbinglerde hep hukuka güvendim ve evet kazandım. şimdi bir dava daha açtım; tam yargı davası. 7 ay boyunca gördüğüm/maruz kaldığım bütün mobbing ve ötekileştirmeden ötürü açtığım bir manevi tazminat davası. sonuç, umarım seneye. 


bir şeyi söylemeden geçmeyeceğim; ali poyrazoğlu gerçekten muhteşem! yeşil kabare zamanlarını ve tiyatronun eski zamanlarını hep okuduklarımdan biliyorum ben. küçük bir kısmını ondan dinlemek çok güzeldi. 


2018'den beri sorunlarla boğuşuyorum ve buna mukabil yaşamımı  devam ettiriyorum. bu da sanırım benim sanırım yatılı okulda öğrendiğim bir şey; her şeye rağmen yaşamaya devam etmek! 


kırmızı şarap içip bu yazıyı yazıyorum. kendimi seviyor dahası kendime güveniyorum, yapacağım yeni seyahatlerin hayaliyle kendimi uyutuyorum bugünlerde. 


her ne kadar yalnızım desem de değilim aslında. ve burada isimlerini açık açık bile değil ima etmesem de bu yaşamımı toparladığım zamanlarda gerçekten gerçek handan'ı tanıyan, bilen ve destek olan insanlar var. bir elin parmaklarını geçmiyor


lar ama yeterliler. buradan bu yazıyla  onlara da teşekkür edeyim. 


okuyamadığım onlarca kitap var evimde. hepsini koltuğumda oturup richard ile sohbet etmekten arta kalan zamanda okuyacağımı düşünüyorum. 


size richard'dan hiç bahsetmedim, değil mi? o sonra yazacağım yazıya kalsın sadece su kadarını söyleyeyim; zarif, entelektüel, sabırlı ve çok yakışıklı bir adam. yeter sanırım:))))))