gitmeden alınacaklar & gidince yapılacaklar

9 Aralık 2022 Cuma

 porto /vigo yazılarına devam etmeden arada hem giderken hem de dönerken izlediğim filmden ve diğer tavsiyelerden bahsedeceğim bir yazı olacak bu. 

*** 

nomadland: uçuş 4 saat civarında olunca hemen bir film arayışına girdim. nomadland, hem emeklilik hem de filme dair iki satır açıklaması ile dikkatimi çekti. iyi ki çekmiş. emeklilik, yalnızlık, yalnız yaşam, karavan yaşamı, ilişkiler... bunlardan herhangi biri bile dikkatinizi çektiyse fern'in öyküsünü izleyeceksiniz. severek, üzülerek, bazan kalbiniz kırılarak onunla aynı anda bazan da aferin kız deyip gülümseyerek. 

bulursanız kaçırmayın (bulun) nomadland. 

*** 

bu aylar yağışlı aylar portekiz ve ispanya'nın okyanus kıyıları için. giderken iyi bir yağmurluğunuz olduğundan emin olun:) şemsiyeyi oradan da alırsınız sorun değil. ama pasaport ve telefonunuz için su geçirmeyen küçük bir çantanız olsun. ben mesela yağmura aldırmayıp gezdim ama telefonumun mikrofonu muhtemelen ıslandı ve ilk hafta sesli mesaj ile iletişim kuramadım. hep yazdım. oysa sesli mesaj daha kolay. neyse. 

gitmeden alınacaklar: çanta, yağmurluk, şemsiye. 

*** 

sabahları erkenden kahveler pastaneler açılıyor.  kahve kruvasan nata kruvasana sandviç tost bir sürü seçenek var kahvaltı için. ama  peynirli zeytinli kahvaltı yok, aramayın:) vigo'da zeytini biranın yanında ikram ediyorlar. öğle yemeği servisi 11.30 gibi başlıyor. saat 3 paydos! siesta zamanı. taa saat 7 ye kadar. akşam 7 ve sonrasında oturuyorlar yemeğe. tabii bu lokantalar için yoksa taparei denilen atıştırmalık tapas yapan yerlerde içkinizin yanında ufak tefek tabaklarla bişeyler atıştırabilirsiniz. 

ben en çok yaşlı insanların gittiği restoranları seviyorum. çünkü belli ki hem eski hem ekonomik hem de yerel yemekler. porto'dan üç lokanta tavsiye edeceğim. ikisi lokal. biri nehir kenarında. 

* cafe almada 

* lamerias 

* terra nova 

***

cafe almada'da bütün ızgaralardan söyleyip yemek istedim! sangriaları nefis, porsiyonlar dev gibi ki bu portekize özel bişey. etler leziz, ortam şahane. 

lamerias: buranın çalışanları hakikaten çok yaşlı. aile işletmesi olduğunu düşünüyorum. bir tek genç kızları bir kaç kelime ingilize biliyor. ama ingilizce menü var. bir de günün menüsü var, o portekizce canım. mekanda translate yapıp yemeğin ne olduğunu öğrenebilirsiniz. ya da şansa ne çıkarsa deyip kendinizi sürprizlere bırakabilirsiniz. burası almada'dan da ucuz! meşhur balıkları bacalhau (bakalau) nun her çeşidini yiyeceksiniz, hazır olun. tavası, soslusu, köftesi... 

*** 

terra nova: mimi'nin lokantası.  italyan mutfağı 

***

insanlar kibar demiştim, değil mi. evet çok kibarlar ancak biz aceleci türkiyeliler olarak bir bilet gişesinde ya da lokantada hızlıca sorup çıkmak ya da yemek yemek isteyince ''şu an onunla konuşuyorum / lütfen bekle'' gibi ayarlar alabiliyoruz:) sakin olun, akdeniz orası, yavaş... diğeriyle konuşması bitince size yanıt verecek, siparişinizi de alacak:) bir iki ayar yedim ben öyle ilk günler sonra rahatla handan dedim, rahatla! 

*** 

sabah sabah sinemadan tavsiyelere tıkır tıkır kendini yazdırdı bu yazı. sebep? çünkü birazdan sinemaya gidip kurak günler filmini izleyeceğim. sonra onun hakkında da yazarım. 

fotoğrafsız oldu bu yazı çünkü hızlıca şimdi sonlandırıp kahvaltı yapacağım. 

*** 


4 comments:

  1. Rajani Rehana dedi ki...:

    Beautiful blog

  1. Gamze Esra Ersöz dedi ki...:

    Lizbon'a yıllar evvel gitmiş ve çok sevmiştim. Ancak Porto'ya gitmedim. Özellikle Porto yazılarını bekliyorum. Bu arada Bologna yazılarına bakayım dedim ama bulamadım.O zamanlar okumuştum yazılarını bi daha bakayım dedim ama kaldırdın mı yazıları?

  1. Handan dedi ki...:

    rajani; thanks.

    gamze, vallaha sen söyleyince ben de baktım bulamadım bolonga yazılarını:)))) yazmadım mı acaba, yazıp sonra sildim mi? beş sene kadar önce gittim anımsıyorum, alalalallaa kayup yazı.

    braga ve guiamares yazılarını bu hafta yazsam ne güzel olacak.

  1. Handan dedi ki...:

    gamze, instada buldum bolonya gezisini ama ben blogda o seneleri silmiştim, çok oldu... zaten üç gün ya da dört gündü sanırım bir günü de firenzi idi, çok güzel revaklar kahveler ve ragu soslu makarna sokakta canlı müzik dinlediğim anlar hala aklımda... sonra italyaya bir daha yolum düşmedi, hep ispanya yunan balkanlar gezmişim