başlığı edebiyat olsun diye atmadım, lesbos gerçekten baharat kokuyor, üstelik kimyon! motorun terkisinde koy koy gezerken bu kokuyla sarhoş oldum desem yeridir.
evet, lesbos; sırayla gidecek olursam gidişi süper ayarlayabildim. önce uçakla edremit oradan ayvalık ve akşam 6'da lesbos. dönüşte bu kadar şanslı ve organize değildim. belki bahsederim ondan, ama şimdi pek canım istemiyor.
önce giderken ayvalık ve cunda'da geçirdiğim bir kaç saatten bahsedeyim. cunda çok mekan, çok restoran çok cafe çok... üç sıra mekan açılmış ki bunlar sahil ve paraleli, içeriye doğru da bir çok mekan açıldığını tahmin edebiliyorum. ayvalıktan giderken zaten her iki katlı evin ''butik otel'' olduğunu görüp gülümsedim. butik bilmesek... neyse, geçelim.
cunda'da vira balıkta meze yedim. hepsi taze ve belli bir standardın üstündeydi. ekmekler kızarmış geldi. işletme çalışanları mesafeli bir samimiyet ile sorularıma yanıt verip ağırladılar beni. giderseniz cunda adasına gönül rahatlığıyla tavsiye ederim.
vira balık cunda adası
sonra ve elini midilli. ben adaya bundan 10 yıl kadar önce bir kez daha gelmiştim. o zaman merkezde kalmış sadece plomari kasabasını gezip dönmüştüm, çünkü kış mevsimiydi. şimdi yine ilk gece tabii ki merkezde mitillini'de kaldım. çünkü o saatte bir köye gidip otel bulamama olasılılığını bütün plansız ve tek yön gidiş biletli halime rağmen elemeliydim. eledim.
merkezde bir tavernada az balık bol sohbet bol meze ile akşamı geçirip mütevazi otelin mütevazı kahvaltısını da yaptıktan sonra ver elini petra!
petra'ya bayıldım. yine mütevazı bir pansiyona attım çantayı. işletmeci, çalışan, şef hepsi sahibi! kadın tek başına bütün işlerin üstesinden geliyor. oğlu barı işletiyor. gecelik 25 euroya anlaştık. iki gün yeter dedim petra'ya, yetti. petra'da molivos'a gezmeye gidip döndüm, molivos çok turistik, çok. pek uymaz bana o kadar turistik.
petrada denize bakan balkonumda proseccolar içip gülümsedim. uzun uzun güneşlendim, köyün içini ve tepedeki kiliseyi gezip öğle uykularına uyudum. dimitra'nın mutfağından pirzolaları mideye indirip, gyros sevdamı da çok aç değilken yiyip ters dönmüş tospağa gibi devrildim plaja:)))) ,
en güzeli plajların hiç birinde bırak bangır bangırı müzik olmaması. dalgaların sesini dinledim bütün gün ve gece. tertemiz bir deniz, yan yana dizili taverna, kokteyl bar, restoran hepsinin farklı konseptte plajlarının ücretsiz olması. yediğnizi içtiğinizi ödüyorsunuz o kadar. hayır, plajlara özel bir fiyat yok. menüde ne yazıyorsa o.
petra da molivos da gayet güzel köyler ve koylar. her birinde 3 gün bile kalınabilir uzun uzun yüzmeyi ve güneşlenmeyi seviyorsanız.
petra
midilli, petra ve molivos'u neden seçelim handan?
* tertemiz bir deniz
* nefis ahtapot kalamar sardalya
* nefis gyros ve suvlaki
* nefis içkiler
* sessiz plajlar
* yakın olması
ve bütün bunlarla birlikte güvenli olması
bütün bunlar için seçebilirsiniz. araba kiralarsanız köy köy koy koy 10 günde her yerini gezer yer içer kalırsınız. günlük 50 euro'yu gözden çıkarın onun üstü size, ekonominize, yeme içme kapasite ve tercihlerinize bağlı.
plajlar ücretsiz. plajda içkiler 3 eurodan başlıyor. gyros 3.50 tan, pirzolalar 6-8, kalamar ahtapot 8-10, karidesli makarna 14+ şeklinde gidiyor fiyatlar.
temiz küçük pansiyonlar olduğu gibi, havuzlu falan tek yıldızlı iki yıldızlı oteller de var. ancak onlar genelde doluydu haberiniz olsun, siz bana bakmayın inceleyip rez. yaptırıp öyle gidin. hiç olmadı limana indiğinizde bir bakın, malum bazı siteler bize ülkedeyken rez. olanağı sağlamıyor.
ben yunan coğrafyasını ve mutfağını çok sevdiğimden sıkça gidiyorum. artık saymayı da bıraktım. uçak + feribot meşakkatli olmasa daha sık giderim ya neyse.
lesbos/lesvos güzel ada. püfür püfür esiyor valla:)))) bu yazı çok uzadı, daha erossos var, diğer küçük köyler var. onlar başka bir yazıya kalsın.
iyi haftalar herkese
0 comments:
Yorum Gönder