78'lik abilerinden 50'lik erkeklerin öğrenecek çok şeyleri var

30 Haziran 2022 Perşembe

ilişkilere dair: yine gündemde bir 35'e 78'lik evlilik var. yazmama gerek yok ama yine de yazayım, tabii ki 78'lik olan erkek ve bir iş insanı. 

şimdi şöyle bir durum var: 35lerini süren bir kadın ''genç'' olmanın son yıllarındadır. sonrası artık orta yaşa doğru gidiyor. bunu cebe koyalım. ve 35 yaşında, iyi eğitimli, en az bir yabancı dili iyi bilen, üniversite mezunu, yurt dışı gezilerine çıkmış, kendine bakan, gezen, yiyip içen bolca estetik operasyon ile aslında birbirine benzeyen bir kadın tayfa var. ve bu kadın tayfanın kendi yaşıtlarından alabilecekleri bir şey yok artık. aileleri de orta üstü gelire sahip olduğu için zaten iyi okullarda okuyup iyi restoranlarda yemek yiyip iyi barlarda içki içerken tanışıyorlar bu ''purolu abilerle'' purolu abiler = teknesi olan abiler. tabii bu abilerin az bir kısmı evli değil. karıları bırakır mı hiç, deli misiniz? kalan az sayıda evli  olmayana da imzayı attırabilen attırabiliyor  işte son örnekte olduğu gibi. burada her kim ki olay para değil diyorsa, dinlemeyin  gülümseyin geçin. zaten bu abiler de 35 üstüne pek bakmazlar, çünkü hem genç hem de tabii ki ortamlara ayak uyduracak görgüde bir yaşta kadınla evlenip 80'lerinde ve diğer bütün erkeklere hava atmak ve mutlu olmaktır niyetleri. işte yukarıda 35lik son gençlik yaşlarında olan kadınları tanımlarken saydığım özellikler bu isteğin temeli. 20 25 lik bir genç kız dağıtabilir vs. sürü sepet sorun yaratabilir ama 35'lik kendini bilir. işte bu. 

ne yapacak bu genç kadınlar, 12 taksitle bilmem hangi turdan sabahları taze kaşarı iteleyen toplama kampı gibi tatil köylerine davet eden adamlarla mı sevgili olacaklar!? şakayla söyledim ama gerçek bu, kızlar bu tatilleri ve fazlasını zaten alabiliyor, dertleri o değil ki, daha fazlası. sabit bir  geliri var bu da iyi üstelik ama bir tekneye bir paris alışverişine avrupanın iyi restoranlarına yetmez, o da biliyor parise gider ama o kadar işte. ama purolu abiyle öyle mi? değil. gerçekj parisi görür. eyfeli zaten görmüş:))) 


gelelim olayın çokk para olmayıp da yine 70'lik sevgili sahibi olanlara. orada bu sefer olay tersine dönüyor. kadın, görgülü, oturmasını kalkmasını bilen, yemeğe çıkmasını, içmesini bilen eden bir adam arıyor. e yukarıda anlattığımız zengin abi ile aynı ortamlarda değil de başka daha halk ortamlarında biriyle tanışıyor. e adam yaşlı, tamam, kadın da biliyor ama görgüsü, tecrübesi, sevgisi yaşını unutturuyor. bu paranın normal rakamlara sahip olunduğu zamanlar. o ilişki sürüyor. kadın istediği için sürüyor. 

yani sonuç olarak, genç sevmek herkes için güzel. ancak erkek cinsinin genci pek matah değil. kontrolsüz güç!:))) bir işe yaramaz yorgunluktan başka. olgun, yaşlı hem de paralı ise neden evlenmesin ki 35'lik son tazelikte olan kadın? 

mutluluklar. kim bu çift handan, diyorsanız biraz magazin okuyun aaaa derim. 

*** 

gelelim 35'e 50 ile son günlerin siyasi dedikodulu ve hastaneli, telefonlu olayına. burada öyle büyük bir zenginlik yok. siyasi ortamlarda yükselmek isteyen; tarafların her ikisinin de kazanmak üzerine kurup allayıp pulladıkları bir ilişki var. tam türkiyeli tipi. 

adam siyasette, kadın da siyasetin bir yerinden tutmuş, gözü yükseklerde; katıldığı, davet edildiği, konuşma, panayır  ne varsa ( instasını inceledim) partideki titrini de yazdırmış afişe:))) adam da klasik 50 ye gelince belli ki o yolunda yürüdüğü 70lik abileri gibi 1. karısını beğenmemeye başlamış, eh genç kadın da siyasi ortamlarda zaten... işte bu da böyle. birinciyi boşa, ikinciyi alla pulla aşkla.. sonra birinci tek bir hareketle birini hastaneye sonra ikisini de siyasetin dışına şavullasın:)))) 

parasız kısmı buydu işte. siyasinin birinciye ömrü boyunca susturup tatlı hayat yaşayacağı bir tazminatı verseydi bunların hiç biri olmazdı. bak 78lik abinin diğer eşlerinin hiç sesini duyan var mı? yok:) 50'lik abi yok evi mevi bıraktım diyor ya ulan kim ne yapsın eski evi eşyaları! 

dedikodular ve ilişkiler de böyle. 

 ne izliyorum: million paund menu. çok çok iyi bir ingiliz tv şovu. elbette yeme içme dünyası üzerine. yatırımcı & restoran ilişkisini hep merak ederdim, öğrendim. tavsiye ederim. 

ne okuyorum: akdeniz yemekleri. türkiye iş bankası kültür yayınları. jacqueline clarke ve joanna farrow birlikte yazmışlar. nefis fotoğrafları olan 500 sayfa sos ve yemek konusunda hayal gücümü geliştiren bir kitap. son günlerin sehpa kitabı, aç oku kalk bir sos yap şeklinde ilerliyoruz kitapla. 

gündemde başka bişey yok şu sıralar 

bir yazının daha sonuna geldik. yeni yazılarda görüşmek üzere 

aşkla kalın! 





0 comments: