malaga, fuengirola, deniz ürünlü kurudan tapasa; ispanya notları

3 Nisan 2019 Çarşamba
daha önce barselonadan granadaya 19 gün seyahat ettiğim ispanayaya bu kez 15 günlüğüne gidip endülüs bölgesini gezdim..  hadi gelin yolculuk notları yazayım, size 

*** 
malagaya thy direkt uçuyor.  normalde 1000 -1500 tl civarında seyrediyor biletler ama ben bileti 5 ay öncesinden kampanyalı  aldığım gidiş dönüş 860 civarı bişeydi, 


istanbulda evden çıkıp atatürk hava limanına vardığımda daha ilk kontrolde cep telefonumu otobüste unuttuğumu fark edince yolculuk biraz koşuşturmalı  başladı. neyse, telefon bulundu, yola çıkıldı akşam güneş batmadan malaga'ya varmıştım. 

malaga 600 bin yaklaşık  nüfusu ile küçük bir şehir. hava limanından şehre otobüs ile ulaşım 3 euro. sonrası hostel arama benim için ve kolaylıkla bulma:) bulduğum ilk hostele çantamı attım! oda kahvaltı 15 euro, daha ne olsun. ve ondan sonra atıp çantayı odaya başladım yürümeye. bütün eski şehri, liman bölgesini, festival alanını, kalesini 4 günde deliler gibi gezdim. ikinci el mağazalarını da büyük marketlerini de el paco denen merkezden 5-6 km uzaktaki teyzelerin yemek pişirdiği restoranları da gezdim. dünyanın tapasını yiyip şehrin biralarından ve cava denen muhteşem şampanyalarından içtim. 

yok, müze gezmedim. 

rahat, temiz ve güvenli bir şehir malaga. meydanında her daim sokak müziği yapan grupları, kahvecileri, yunan tavernaları, hint yemekleri her şey bir arada. tren istasyonu ile otobüs terminalinin de yan yana olması müthiş bir rahatlık sağlıyor şehirde. nereye gideceksen hangisini tercih edeceksen hoop yan yana:)))) 

malagadan sonra fuengirola adlı sahil  kasabasına gittim, trenle. denizin kıyısından kıyısından gidiyorsunuz, kasaba 70.000 nüfuslu, iniyor trenden yürüyor yürüyor yürüyorsunuz. 

sonra bir camda deniz ürünlü kuru fasulye fotoğrafını görüyorsunuz; mmm deyip saatini bekliyorsunuz. ve böyle bir lezzet olamaz, deyip daha birinci tabağı bitirmeden ikinciyi söylüyorsunuz:)))) biter miter neme lazım. 

fuengirola beklediğim gibi küçük tek katlı evler olan bir sahil kasabası değil. çok katlı binalar vs. var dahası fiyatlar daha pahalı. benim kaldığım otel mesela 30 euro idi geceliğİ. gerçi onda da sorun çıktı,  sabah su yoktu! ilk gecede sonra ayrıldım, giderseniz agur otel denilen resepsiyonisti kaba ve oda göstermeyen ( yalnızmış, yav yiyecekler mi resepsiyonu) kadının çalıştığı otelde kalmayın. 

ben oda göstermemesinden biraz rahatsız oldum  aslında ama amannnn  deyio o anda iki gece kalacağım, ne kadar kötü olabilir ki dediğimden parayı ödeyip çıktım odaya. en sinir olduğum şey; karanlık, arada bir oda. sabah su da olmayınca delirdim.  paramı iade ettiler, ayrıldım. agur otel, gitmeyin arkadaş, kötü bir otel. 

ama  kasabanın restoranları tapasları güzel. meydanda biraz pahalı tabii ki yukarılara doğru çıktıkça fiyatları düşüyor. 

bir de tapas konusunda şunu eklemeliyim: şimdi tapas 1 euro / bira 1 euro  diyor ya yanında bira, şarap bardağından küçük bir bardakta geliyor. e sen büyük bir kadeh istersen hoop fiyat artıyor yani demem o ki her zaman kasa kazanır. karidesleri ve deniz ürünlü kuruları süperdi, o kurudan ben de pişireceğim dur bakalım nasıl olacak:)  ha bir de kimi lokal tapas barlarda günün tapası yeşil mercimek hatta etli nohut olabiliyor, allasen ben evde yemiyorum bunları  burada mı yiyeceğim deyip hoop geçiyorum oraları. 

bir de unutmadan, bir gün malagada hiç yürüyecek halim yokken marketten sosis alıp gelmiştim, hostelde pişirmek için tava ararken hostelin sahibesi pişirdi bana sosisi ama ne pişirmek! üstüne iki koca kaşık salsa sos ekleyerek. yazarken ağzım sulandı:)))) çok lezizdi çok. 

tapaslar, deniz ürünlü kuru fasulyeler, jamonlar, sokaklar... ilk hafta böyle geçti. 

estepa ve marinaleda bir sonraki yazıya kalsın. 

* bilet için kapres turizme teşekkürler
bir de bu deniz ürünlü kurudan yapan yer var mı istanbulda?  

1 comments:

  1. Gamze Esra Ersöz dedi ki...:

    Aaa ben İnstagramda kaçırmışım, o kadar yoğunum ki gün içinde 5 dakika uğrayabiliyorum instagrama.Mutlaka çok güzel bir seyahat olmuştur.