rüzgarlı şehir; estepa ve tapas ve yollar ve kasabalar

10 Nisan 2019 Çarşamba

malagayı arkamda bırakıp estepa'ya doğru yola çıktığımda 
 daha önce estepa'yı sadece marinaleda'ya ulaşım noktası olarak gördüğümü gezmeyi nedense hiç düşünmediğimi  anımsıyor, bu kez iki gün kalıp bu turistik olmayan kasabayı gezmeyi planlıyorum. 10 bin nüfuslu estepa. malagadan akşam saat 6 da otobüsü, estepa malaga da sabah 9.15 de, gidecek olanlara bu not dursun burada. 


8 gibi kasabadayım. ilk sorduğum otelde yer yok. kasabanın öbür ucunda bir otel tarif ediyorlar. tarif dediğim ''dümdüz yürü'' yürüyorum, zaten seyahat ederken en çok yaptığım şey bu ve yemek yemek:) oteli buluyorum, alt kat kocaman ahşap, güzel bir bara sahip restoran, üst kat otel. garson kızlardan biri oda var mı, yok mu, kaç para diye anlaşabileceğimiz kadar ingilizce  biliyor, eh  ben de o kadar biliyorum, zaten:  oda var; ve odadayım. ohhhh! hostelden sonra otel lüksü iyi geliyor, bünyeme. artık akşam saat 9 neredeyse, rüzgarın sesi geliyor yattığım yerden. hiç macera aramıyorum; otelin restoranına inip güzel iki tapas söylüyor bir kadeh bişey içiyor ve uykunun kollarına teslim ediyorum, kendimi. 

sabah; estepa o hani ''yaaa abi bıktık turistik yerlerden, burası keşfedilmemiş'' , denilen ve aslında çoktan keşfedilmiş yerler var ya yerler var ya hah tam onun tersi, sıfır turizm.  
sanırım tek yabancı benim. bir uçtan bir uca yürüyor, mağazaları kurcalıyor sonra tepeye kiliseye doğru bir yürüyüş tutturuyorum. kimsecikler yok sokaklarda, ispanyollar uyuyor. yukarıda kilise  

vs hepsini geziyor sonra yine ağaçlı bir yoldan şehre iniyor yaşlı bir amcanın barında ekmek, sızma, jamon, domates püresi ve kahve ile kahvaltımı yapıyorum. ispanyol kahvaltısı ya bu ya da tuzlu hamur kızartmasını çikolataya bandıra bandıra yiyeceksiniz. o benim kalemim bir kahvaltı, değil. geçelim. 

kahveler, barlar açılmaya, barlardaki tahtalara günün tapasları yazılmaya başlıyor. bir kahve içiyor internete bağlanıyor, yürümeye devam ediyorum. ama kahve içtiğim barı aklıma yazıyorum, çünkü kahvesi leziz dahası sabah kahve falan içmeden şifrelerini paylaşmışlardı, bu iyi bir özellik, sonra bir kaç öğünü hep bu tapas barda yiyeceğim. 
canım, beybi kalamar 

mağazaları gezerken nefis bir manto buluyor ve alıyorum. mart ortası kışlık alışveriş için çok ideal bir ay. aklınızda olsun. 

estepa sessiz, estepa kendi halinde, estepa biraz asık suratlı, nedense... otelin sahibi olduğunu tahmin ettiğim adam ise hiç gülümsemiyor. ben de zaten ilk akşamdan sonra bir daha restorana inmiyorum hep başka yerlerde yiyorum. asık surat çekemeyeceğim. 

bir akşam yaşlı amcaların takıldığı barı keşfediyorum. şimdi böyle keşfediyorum deyince yanlış anlaşılmasın, bayağı aaa buraya bir gireyim bakayım, şeklinde oluyor bu, yoksa estepa için ne bloglarda ne de başka bir yerde bir yazı yok, en azından türkçe yok. bara giriyorsun, fiyatları soruyorsun, etrafa, kitleye göz atıyorsun; kafana yatarsa bir bira içiyorsun. keşif bu:))) kelimenin tam karşılığı yani. amcaların barında  sıcak tapas yok mesela, jamon var, o kadar. o da 50 cent:))) bira 1 euro. bundan iyisi yok abicim şamda kayısı falan değil, bundan iyisi yok. 
mejillon yani canım midye:) 


estepa kafa dinlemek, civar köy ve kasabaları gezmek, turistik olmayan barlarda çiçek gibi fiyatlarla  tapas çeşitlerini yemek için ideal bir kasaba. 2 gün ferah feza gezin yiyin için ben 3 gün kaldım, selamlaşıyordum artık esnafla:) 

baharı ispanyada karşıladım bu sene ve en çok estepa ve marinaleda da farkına vardım bunun hem doğa hem de yediğim leziz enginar ve kuşkonmaz tapasları ile. 

türkiyede açıkken de dia marketleri favorimdi, benim. burada da bir tane olunca girip bi gezdim. eh az biraz da alışveriş yaptım, canım. 

ne diyordum, burası turistik değil, fiyatlar çok güzel, tapaslar çok leziz. dinleniyorum, sabahları karşıdaki kahveye yürüyüp nefis kahveler içiyorum, cortado favorim oluyor bu sefer  sabah içtiğim  ilk espressodan sonra. çok güzel yapıyorlar kahveleri. 

bir gün otelden ayrılmadan daha sabahtan marinaleda'ya gidiyorum, kalacak odayı ayarlamak için. 

marinaleda notlarını sonra yazayım.

teknik bir kaç bilgi;  

estepa malaga arası 1.5 saat; yaklaşık 9 euro otobüs bileti, alsa şirketi bütün avrupada var zaten ve otobüslerde internet bağlantısı var. temiz, düzgün bir şirket, su ikramı falan yok. muavin de yok zaten, bir şoför var, o kadar. 

estepada oteller eh işte 2 yıldızlı 3 yıldızlı ayarında, gecelik 30 euro marjında ama teyzenin biri bana 44 euro falan dedi! pahalı deyince de oda büyük, balkonu var dedi, gülümsedim, teşekkür ettim. deli misin teyze ya, demedim. 

marinaleda buraya 12 km. taksi var ulaşım için, 14 euro o da. para vermeyeyim derseniz otostop var bir de:))) yok, toplu taşıma yok. 

bu seyahatin en kurtarıcı parçası; kimono.  askılı tişörtlerin üstüne giydim hep,  sıcak olunca çıkardım, hafif ve kurtarıcı bir  parça olarak seyahatimin favori giysisi  oldu. bir kaç tane daha alayım bundan, ben. 


şehir mart sonu epeyi rüzgarlıydı, hep yağmurluk / kimono ikilisi ile  gezdim ben, nisan sanki daha iyi olurmuş malagada falan güneşlenmek için, ama niyet sadece gezmek ise ocak ayı bile ideal. yine günlük harcama otel dahil 50 euroyu geçmez. benim otelde en pahalı tapas 3.5 euro idi anımsadığım kadarıyla. ama ben en ekonomik ispanyayı istiyorum, derseniz;

marinaleda. 

bir sonraki yazıya. 




0 comments: