ev, evdeyim, evdeyiz, ev ev ev ; mobbing konusunda ön bilgilendirme

24 Şubat 2021 Çarşamba

 yok daha tam delirmedim! başlığa bakıp öyle düşünmeyin. koltuktan bildiriyorum. izne ayrıldım bir kere daha ve sanırım artık son izin; bitince emekli olmak için dilekçemi vereceğim; bir kaç ay kalmış olsa da iş yerine ve çalışmaya tahammülüm kalmadı artık. sabahları işe gidecekken kendimi kazıyor gibiyim yataktan bünyem işi ve iş yerini reddediyor uzun zamandır. işe gitmeyeceğim günler ise sabah ezanı okunurken zinde bir şekilde uyanıyorum. artık yoruldu bünyem; salgın, sıralı çalışmanın fiili olarak bitirilmesi, bütün gün öğle arası bile vermeden çalışmak, susmayan telefonlar, konuşmaktan derdini anlatmaktan, ne istediğini söylemekten aciz kimi çalışanlar, hepsi ve her şey üstüme üstüme geldi. kalan yıllık iznimi aldım. evdeyim. 

rutinim şöyle; uyandım, elimi yüzümü yıkayıp kahve makinasının düğmesine bastım, laptopu yatağa taşıdım, ekşi, gazeteler, bbc türkçe ve ingilizce ( translate yardımıyla) bianet, twitter, bir kaç blog, iki üç fincan kahve eşliğinde okudum bitti. sonra 10 dakika olsun yoga yapabildiysem ne ala değilse evi toparlamaca, duş almaca ve artık salona taşınmaca bu arada saat ancak 10 oldu ha! 

ev; sonrası artık marketten sipariş ya da alışveriş, hava güzelse semtte bir yürüyüş. çünkü gidecek hiç bir yer yok. bu aralar etli bulgur pilavı yapar oldum sık sık. bol soğan, bol sarımsak, bol taze soğan ve küçük bir parça zencefili  sızmada çeviriyorum, kuzu etini ekliyorum sonra bulguru ama bulgur yeşillikten az bir ufak kase kadar, üstünü geçecek kadar suyunu ekleyip kısıyorum altını. hafif yumuşak seviyorum ben pilavı, tuz ekliyorum karabiber bolca. sonra yanına nefis koruk turşusu. annem yapmış. harika bir şey. 

bir de geçen gün yaptığım sardalye tarifini vereyim size. balık alacağım zaman metro marketi seçiyorum. çünkü soğuk zincirlerine güveniyorum ve çeşit bol. sardalye için sarımsak dereotu ve olmazsa olmaz sızmaya ihtiyacınız var:) balıkları üşenmezseniz kılçıklarını da alarak ayıklayın ( küçük balıkları temizlemiyor metro) dereotunu yıkayıp kurulayın incecik kıyın, sarımsakları da incecik kıydıktan sonra tuz ve sızma ile hepsini karıştırın. balıkların içine ve üstüne bolca bu harçtan koyup, yayın. fırında 25 dk aman yeter. balıkları kurutmadan! 

iş 30 seneyi geçti! tam tamına hesaplamak için hesap makinası gerek:)

28 ağustos 1990 da başladım, eh hesaplayın işte. son zamanlarda salgınla birlikte iş de iyice yorucu olmaya başlamıştı. ki benim önceki iş yerimden haksız tayin ile tayin edilmem, dava açmam, davayı kazanmam ve geri döndüğümde katmerli mobbing ile 7 ay daha uğraştığım düşünülürse benim için daha yorucu oldu. mobbing öyle lanet bir şey ki sağlıklı düşünemiyor sadece iş yerinden uzak kalmanın yolunu arar oluyorsunuz. öğle arasında ne yaptığımı merak eden bir yönetici ile çalıştım, daha ne diyeyim. odasından çıkıp benim odamın kapısında sessizce dikilip ekranımı gözetleyen de aynı yöneticiydi.

mobbing ile karşılaştığınız zaman her şeyi kayıt altına almanızı tavsiye ederim. sözel emirleri yazılı isteyin mesela ileride bir dava açacak olursanız elinizde bilgi belge olsun. çünkü kimse tanıklık etmek istemiyor yönetici ile davalı olan çalışana. çalışan gider ben kalırım bu sefer mobbing ile karşı karşıya diye. bu konuda kafalar karışık aslında hala, uzun yıllar yöneticilik yapmış biri mesela bir yönetici ile hiç iletişim kurmadığı bir çalışanın arasında ''mobbing var mı bilemem, hiç konuşmuyorlardı'' tavrını çok doğru gibi bir tavır  düşünebiliyor. kimseye bel bağlamayın, güvenmeyin. iyi bir avukat bulun, elinizdeki belgelerle dava açın, en azından hukuka güvendiğinizi gösterin. 

mobbing konusunu aslında biraz türkçe ifade etmem gerekirse tam olarak şöyle; çalışırken bir kıymetiniz yok ancak iş siz izin kullanmaya gelince birdenbire kıymetli olma haliniz!kimseden işimizi yaparken madalya beklemiyoruz kaç yüzyıldır çalışıyoruz ama asgari görgü ve saygıyı da elbette herkes kadar ve herkes gibi hak ediyoruz. hastayken bırakılan saatlik izni! dahi mahkemeye ben yokken iş yerini terk etmiş, diye göstermeye çalışan yöneticiler var, dikkatli olun. 

bir şeye maruz kalmak kadar kötüsü yok. bu ne olursa olsun! ama aptallık en zoru. twitter hesabına memleketini yazan çapsızları gördü bu gözler:) neden? artık onu da ben yazmayayım:) aynı hesabın kitap & özlü söz alıntı hesapları ile sohbet etme çabalarının menşınlarını da gördüğümü söyleyeyim de nasıl bir profil, anlayın. ki aslında temel sorun  şu bence; hayatı boyunca o koltuktan başka bir koltuğu bırak görmeyi hayal edemeyecek çapsızların insanların üzerinde egolarını tatmin etme çabaları. hele karşılarında biraz kendinden emin dişe dokunur biri varsa sanırım daha kışkırtıcı oluyor ona büyüklük taslamak. bu üst tavrı iş yerinde size gösteriyor işte:) 

benim ve aslında herkesin sevmediği, rahatsız olduğu özellikle son 1 senedir salgın ile adını koyamasa da savaştığı şey; belirsizlik. ben birine bir soru sorduğumda yanıtını almak isterim. kaçamak yanıtlar beni öfkelendiriyor ya da ben şunu yapabilir miyim sorusunun yanıtını vememek hiç değildir. evet ya da hayır. bitti. neyse ki iyi bir avukatım var da bu sorulara benim vermeyi düşündüğüm yanıtları, bana konuşma yasağı uygulayıp hukuk diline çeviriyor da davaları bir bir kazanıyoruz. yoksa iş yeri online konuşmaları bile beni delirtiyor! tekrar tekrar aynı şeylerin yazılması ise çileden çıkarıyor. ama neylersin insanlar aynen aynen diye ikileme ile konuştuklarından... neyse. 

ha unutmadan mesela yine karşılaştığım bir mobbing araç olayı. ben yöneticiyi şikayet ettiğimde bana araç verilmiyor mesela ben taksiye binip bir üst kuruma gidiyorum. böyle bir şey olduğunda taksiden fatura alın. ama yönetici beni şikayet ettiğinde zevkle araç veriyor bana:))) bunu da kayıt altına alın başınıza böyle bir şey gelirse. hakim anlayacaktır aradaki farkı. 


ev; ev iyi ev güzel ev konforlu ve güvenli ise. az ve öz eşya var, ihtiyaçlarınızı karşılıyor, rahat bir yatakta uyuyor, temiz çarşaflarda uyanıyor, güneş alıyor ise bu sıralar en iyi yer ev. 

kanepeden delirmeden seslenmeler 

sizde ne var ne yok?  

not; kişiler ve yerler hayalidir. mobbing konusunda isteyene özelden mesajla daha çok bilgi verebilirim ne yapması gerektiği konusunda. 

3 comments:

  1. Hoşgeldin bizim dünyamıza. Emekli olduğu da sanki hiç çalışmamışsın gibi gelecek. Ya da eski çalışma dönemini unutacaksın. Zaman bol ama yetmeyecek. Bitmeyen ev işleri. Sürekli dağılan ev özellikle mutfak. Neyse ki mutfağı evde toplayan var. Hiç sıkılmaya vaktin olmuyacak. Mobbing olayı kötü olmuş. Pandemi biterse sen bol bol gezersin. Sevgiler Handan.

  1. Handan dedi ki...:

    :))) çiçek, selam. vallaha hiç çalışmamışsın gibi olmam için sanırım 6 ay bir de seyahat gerek bana. 30 yılı bünyeden silmek yeni bir zamanlama yapmak için seyahat diyorum. ev işine gelince çok pratik oldum ben seneler içinde, temizlik zaten ayda bir yardımcı getirmeye çalışıyorum. yemeklerde basit ve leziz yemekler tercihim, mesela evde kızartma yapmam ben, ya bildiğim yerde yerim ya da annemde. çok zaman çok tezgah silmek çok iş. ya da mesela sarma hiç sarmam! biber dolması en kolayı içi hazırla çiğden koy biberlerin içine, pişir. fırın yemekleri kurtarıcım, ha bir de ben pek kavurarak yemek yapmam çiğden koymak her şeyi hem sağlıklı hem kolay. ayda yılda bir kısık ateşte soğan kavurup etli bulgur yaparım. yani demem o ki bolca film bolca kitap bolca yürüyüş sonra kendi işimin patronu olacak bir oluşum. sevgiler

  1. Doğru hayat nereden baktığımızda bağlı sevgiler. Sana bol gezmeli kendi işinin patronu bir dünya. Sevgiler.