yeni istanbul 2

13 Haziran 2020 Cumartesi
yeni istanbul yazıma parıldayan çiçek yorum bırakmış, avm dışında nasıl istanbul, diye ben de yorum yazmaktansa hazır kağıthane - göktürk - şişli hattını gezmişken yazayım dedim. 

sabah bir heyecan şef'i görmeye çıktım evden. iki fincan kahve yuvarlamış çantama da bir muz atmıştım. niyetim şef'i sevdikten sonra kallavi bir kahvaltı yapmaktı; okuyun bakın neler oldu:) 

şef bir heyecan karşıladı beni. tabii bahçedekiler epeyi şaşırarak izlediler bu durumu. oynadık, özlem giderdik sonra ben evin içinde kaybettiğim okuma gözlüğümün yerine yenisini almak için kağıthane merkeze gittim. gözlük yenilendi. 

şen kardeşler pandemi sürecinden önce devretme kararı almıştı; üzülmüştüm. bugün gördüm ki devralmak isteyenler süreçten ötürü vazgeçince kardeşler yine geçmiş işlerinin başına. sevindim. masa sayısı azaltılmış, yıllardır cam şişe su kullanan şen kardeşler ne yazık ki pet şişe suya geçmiş. maliyet hesabı hep bunlar işte. masa sayısı azalınca doğal olarak yemek çeşidi de azaltılmış. kuzu haşlama, deyince hah tamam işte budur, dedim. vallahi sabah sabah öğle yemeği niyetine ince kıyım soğan ile bir incik yedim, o kadar olur! 

şen kardeşler kağıthane sadabad meydanda. yolunuz düşerse kaçırmayın. 

buralara kadar gelmişken hadi göktürk pazarına gidelim dedim, gittik. pazar kapalıydı:( 
ben mi günleri karıştırdım, pandemi mi sebep bilmiyorum. buralara kadar gelmişken koçulu kasap da uğrak noktalarımdan. bir selam da oraya verip kaz fiyatlarını öğrendim, tek başıma pişiremem ben onu da yine de bilmek iyi:) hala aklımda bir kars-sarıkamış seyahati var var da ne zaman, bilmiyorum. 

minibüse falan binerken maskemi takıyorum, kimseyi rahatsız etmemek için. fakat iner inmez açık havada çıkarıyorum. nefes alamıyorum. sonra şişli. 

bizde de çoğu mekan kapalı. sanıyorum ve okuduklarımdan bildiklerim, bazı mekanlar günlük dezenfeksiyon işleminin pahalılığından dolayı kimileri de süreci görmek / hazırlıklarını tamamlayıp öyle açmak için bekliyor. şişli'nin eski kalabalığı yok. hiç bir yerin eski kalabalığı yok. aslında ben bu masa azaltılma işi sürekli olsun isterim, müşteri olarak. çünkü, mesela ben nevizade'de falan gerçekten o sıkışıklıkta oturamıyordum son senelerde zaten; ruhum bunalıyordu, insanların sigarasından içim daralıyordu. ya gündüz erken saatlerde oraları sevdiğim için bir tur atarken bir soğuk bira yuvarlıyor yoluma devam ediyordum ya da gitmiyordum. gece falan o sıkış sıkış halini çekemiyorum artık.  

şişli dediğim gibi. cevahir'e girmeyi aklımdan bile geçirmiyorum! eve yaklaşırken şok marketten karpuz vs. alıp eve girince koşarak duşa!:)))) 

dışarıda bir şey yok, gerçekten yok. bir yanım biraz çıkıp yürümenin iyi olduğunu söylüyor, erken kalkmanın avantajını kullanıp pek kimseler sokağa çıkmadan yürüyüp alışveriş yapıp eve dönüyorum. 

aaa unutmadan mecidiyeköy'deki son favorimi yazayım; buket lahmacun. 
ben eskiden bir kere eve söylenmişti lahmacun buketten ve pek beğenmemiştim. aradan epeyi zaman geçti, bir gün aç ve seçim için şımarıklık yapamayacak kadar yorgun iken buket lahmacunun önünde hadi bir şans daha vereyim deyip durdum ve içeri girdim. bingo! lahmacun gayet başarılı soslu soğan ise hakikaten pek lezzetliydi. seyahatten dönüp evde yemek pişirmekten sıkıldığım için bir gün lahmacun bir gün de pide söyledim ikisini de beğendim. fiyatlar normal; lahmacun 7 lira ya da 7.5 emin değilim, kuşbaşılı pide 26.
servis hızlı. tavsiye ederim. 

evet, istanbul semtlerini gezip gözlemlerimi yazacağım. bakalım yarın bizim pazarımız nasıl olacak. 

görüşürüz 

1 comments:

  1. Teşekkür ederim. Bilgilendirdiğin için. Konu çokta öncelik hangisinde.Ankara vb. Sevgiler.