üsküp uçuşu
şimdi yine böyle kırmızı ruj ve oje sürüp ispanyaya uçmak istiyorum / uçacağım.
bu kez endülüs bölgesinden malaga'dan başlayacağım ve ilk durak malaga / estepa hattından çok özlediğim marinaleda olacak. bir sürü yere gittim ama marinaledayı özlüyorum arkadaş. geçen sene yılbaşı yemeğini orada yemiştim bu sene de bunu istiyorum.
***
ne yaptım, neler okudum: sevin okyay ile nehir söyleşi kitabı okudum. ''hakikaten'' yaşadığımız toprakların kültür sanata bakış açısı üzerine de okunabilecek bir kitap. özellikle sevin okyay'ı tanımamaları kısımlarında hem kahkaha atıyor hem de vah ki ne vah diye hayıflanıyorum okurken. radikal (bir zamanlar böyle bir gazete vardı) zamanlarını da anımsıyorum okyay'ın; kedi sevgisini, kedilerini anlattığı yazılarını ha bir de bursa bağımsız film festivalinde görmüştüm kendisini ve o zamanlar radikal'de ne işi var ki bu çakma sarının dediğimiz bir köşeciyi sormuştum (kendisi anımsamaz çok büyük olasılıkla) o da bilmem, demiş ve salona girmişti film izlemek için. bursa bağımsız film fest. zamanlarını gördüm ben ya! şimdi nerede...
sevin okyay ile alakalı nerede okuduğumu anımsamadığım hoş bir anekdot var aklımda; tuğrul şavkay, sevin okyay ve şimdi anımsamadığım biri daha sabahın erken saatinde bir yerden bir yere ya da evlerine gidiyorlar, o sırada karşıdan o erken saate rağmen çok bakımlı, makyajlı iki kadın geliyor; onları gören sevin okyay bir onlara bakıyor, bir kendilerine ya bunlar kadınsa biz neyiz, biz kadınsak bunlar ne? diye mırıldanıyor. zaten o tanımamalarını da öyle açıklıyor, süslü püslü biri değil okyay.
***
samothraki adasına gittim geldim.
samothraki / kale
şimdi yeni rota belirlemenin zamanı.
***
bodrum var ekim ayında; kampanyalı biletlerden alıp bir hafta sonu gidip gümüşlük / akyarlar gezip geleyim diye. keşfedilmemiş yer kalmadı sosyal medya sayesinde ama yine de bak burası var, derseniz - ki dersiniz- bir koşu gider bakarım.
***
sosyal medyada saçma sapan paylaşım yapanları takipten çıkıyorum.
arayıpta hadi laflayalım dediğim herhangi biri o zaman uygun değilse ve akabinde kendisi aramıyorsa onu da hayatımdan çıkarıyorum ki ilk zaman haberleri olmuyor bundan. sonra arayınca yok ben seninle sadece sen istediğin zaman görüşecek değilim ya da seninle arkadaşlığın yıpratıcı olacağına karar verdim bu yüzden de arkadaş olmayacağım, deyip kapatıyorum o insanlara kendimi. zira, biz yeni nesil değiliz her şeye aynen deyip geçecek sığlıkta olan; biri seni arıyorsa ve reddediyorsan ilk fırsatta görgü kuralları gereği senin araman gerekiyor. ''çok yoğunum, şapşiğim ben, birinin beni harekete geçirmesi gerek, sen enerjiksin handan, yükselt beni handan'' tarzı ''şirinliklerse'' bana sevimli gelmiyor.
***
sonraaa
bu ara pişirdiğim iki şey var; biri barbunya pilaki diğeri köfte
ikisini de bayıla bayıla yiyorum.
ben bir kahve içeyim
:))) Ben de mutlaka dönüş yaparım ama maalesef artık insanlar bu görgü kuralını dikkate almıyor. Ben 2 ya da 3 kez şans ver, ilk sefer e silip atma derim ama tabi yine senin bileceğin iş. Handancım ben İspanya'nın güneyini gezmiştim, merak ettiğin bişi olursa seve seve cevaplarım.