istanbulda yeni açılan mekanlara yetişmek çok zor. ancak kendi sevdiğiniz semtler radarınızda oluyor ve bir kaç magazin yazarını / yeme içme dergisini takip ediyorsanız gelişmelerden haberiniz oluyor yine de hepsine gidebilmek beyhude bir çaba olarak kalıyor. bir bakıyorsunuz siz gidinceye değin mekan kapanmış veyahut konsept değiştirmiş. o yüzden ben istanbulda iki seneyi deviren mekanlara klasik diyorum şakayla karışık.
benim favori semtlerim tabii ki öncelikle kendi semtim, sonra boğaziçi hattında ortaköyden bebek'e bir hat, eskisi kadar sık gitmesem de beyoğlu / cihangir hattı ve tabii ki bir de sürpriz davetler ve mekanlar.
gelin bugün arnavutköy kuruçeşme hattını gezelim.
bu yokuş yürümesi en zevkli yokuşlardan. yukarıdan akmerkezin oradan aşağı bir yürüyüş tutturuyorsunuz tasarım çantacılar, minik kahveciler, her kapıda fotoğraf çektiren gencecik insanları izleye izleye hem semtin dokusunu hissediyor hem de aşağı indiğinizde artık bir kahveyi hakettim diye düşünüyorsunuz. arnavutköyün en yenisi mavra cafe bar.
kahvaltı ile başlayan servis öğle yemeği ve akşamüstü içkisi ile tam bir mahalle / müdavim barı olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bir mekan. ister manzaraya karşı kahve kruvasan ile çalışın isterseniz yemek yiyin. ben mekanın ferah halini sevdim, meze / balık / içki üçlemesi değil de daha hafif bir şeyler içelim yiyelim ama güzel müzikler de dinleyeyim derseniz aklınızda olsun. ***
burası bir keşif değil, senelerin mekanı sensus wine & food
arnavutköy kuruçeşme hattında benim için hep keyifli bir soluklanma alanı oldu.
menüler haftaya güncelleneceği için çok bir şey yazmayacağım ama instagram adreslerini takip ederseniz sınırsız şarap/makarna/pizza günlerinde çok eğlenebilir bol bol yiyebilirsiniz.
***
son durağım mandarin oriental istanbul oluyor. burası inşaat iken epeyi söylendiğimi anımsıyorum önünden geçerken:))) girişte de espriyle bunu söyledim ama daha girmeden açıkçası ilk izlenimim inanılmaz kibar ve güler yüzlü karşılamaları oldu. tabii ki mandarin'in hedef kitlesi biz değiliz:))) ama girip bir akşamüstü içkisi içilmeyecek gibi de değil fiyatlar. girdim, gezdim ve manzarası için zaten muhteşem sözcüğü yetersiz kalır o başka da karşılama ve ağırlama hakikaten süper. çalışanlar çok genç, çok kibar, çok güler yüzlü ve herkes kendi bar ve restoranında menüye hakim.
mandarin oriental bosphorus
novikov
istanbul
akşamüstü şeysi:)))
kuruçeşme'de kendini üstü segmentte konumlandıran diğer bir iki mekan için bir şey diyemeyeceğim çünkü girişleri biraz problemliydi deyip kapatayım konuyu. ama mandarin en başta da yazdığım gibi girişten ayrılıncaya kadar tek bir falsosu olmayan bir mekan olarak yer etti hafızamda. ben bir daha giderim buraya!
içeride bir de gilan mağazası var. meraklısı için gerçekten nefis modellerin olduğunu yazmakla yetineyim, gerçi onlara da takılmadan edemedim en güzel modelleri burada sergiledikleri yönünde ama ısrarla öyle olmadığını söylediler:)
***
mandarin'in üstüne bir başka mekan koyamayacağım için bu hatta turumu sonlandırıp evime döndüm. istanbul bu yaz pandemiden sonra tam açılma ile ilk yazını geçireceğinden yeni açılan mekanlar için büyük bir test olacak. fiyatlar hepimizin malumu, ama yine mandarin'den örnek vereyim, ben taksimde mandarinin yanından geçemeyecek bir konseptte bir yerde içtiğim bir kadeh bişeye mandarinin şu an ki fiyatıyla bir ödeme yapmıştım aylar önce. o yüzden diğer yer gereksiz pahalıydı demekten çekinmiyorum. bir daha gitmedim zaten.
***
şehirden keşifler bu kadar. şimdi kalkıp kendime bir kahvaltı hazırlayayım. yağmur yağacakmış, yağsın. zaten hafta ortası gezip haftasonu evde oturmak gibi bir bayıldığım düzen oturttum.
***
iyi pazarlar
Harikasın...Güzel yorumların ve yönlendirmeleri için kutlarım..