ticarileşen hıdrellez ve daha başka şeyler

6 Mayıs 2017 Cumartesi
hıdrellez ticarileşti diye konuya girsem, oo handan, günaydın, dersiniz biliyorum ve elbette haklısınız. daha istanbulda yaşamıyorken ahırkapıda hıdrellez kutlamış ve ahırkapı roman orkestrasını ilk kez orada dinlemiş ve çok eğlenceli bir gece geçirmiştim. sonra işte tam da o seneden  sonra biletli olunca elimi ayağımı çekmiştim o civardan ama armada otel her daim favorim olmaya devam etmişti. kalmasam bile terasına kahvaltıya gidiyordum. zaten ahırkapı roman orkestrasının sahne aldığı (otoparkta yapılmıştı o ilk müzikli gece) bu biletsiz eğlenceyi armada otel düzenlemiş ya da başka bileşenlerle ortak kotarmışlardı hafızam beni yanılmıyorsa. biz bir tescilli güzel ve gazeteci bir de fotoğrafçı ile sonradan samatyada yerini anımsayamadığım bir asmalı meyhanede meze ve balıkla geceye başlamıştık. sonrası kimsenin kimseye bilet satmadığı ya da bir şey satmaya çalışmadığı gayet güzel bir gece geçirmiştik. gelelim bugüne; dün işten çıkınca esmerim yok dese  de ben önce markete uğrayıp soğuk sandviç için peynir, domates ve biber ve içecek alıp maçka parkına gittim. buluştuk. macroya uğrayan maçka parkında alıyordu soluğu. yaaa herkesin poşeti macro bizimki değil, diye espri bile yaptım yakınımızda birasını yudumlayan gençlere. onlar da başka marketten alışveriş yapamıyoruz, diye espriye espri yolladılar. güzeldi maçka parkı; bir iki saati minicik köpekleri severek çimlerde yayılarak geçirdikten sonra müziğe doğru yürüdük. işte eleştirim tam da bu noktada: niye o kadar arabesk tınıları dinledik biz? neden o kadar arabesk? bir ara caz çalıyordu ne güzel grubun biri, roman mı yoksa roman dilini mi taklit ettiğini anlamadığım sunucu daha oynak bi'şeyler çalmaları için uyardı grubu. işte ondan sonrası kulağım hep arabesk duydu sanki. organizasyon güzeldi ama bu kadar arabesk tınısı fazla geldi bana. güzel olan bilet satılmamasıydı bir ara biletli organizasyonun broşürlerini dağıtan çocuklar dolaştı, nazikçe almayı reddettim ama arzu kibarlığından hayır diyemeyerek, aldı. ben kıra gitmeye / piknik yapmaya para verilmesine karşıyım. yerel yönetimler ne için var allasen?! iki karış çimende oturup dinlenemiyorsam. müziğin arabesk ağırlıklı olmasının dışında bir taşkınlık olmaması, başkanın orada olması vs gibi olumlu yönleri ile yine de şişli belediyesi iyi bir iş çıkardı dün  gece. geçen sene neredeydim anımsamıyorum. eski yazıları silmenin böyle bir eksisi var işte. çok mekan kapandı, çok mekan el değiştirdi benim çoğu yazım sonradan okuyunca hoşuma gitmedi derken sildim gitti.  

armada otel ise hıdrellezi bu sene terasında (bu gece) kutlayacak. instagram sayfalarını takip ederek başka organizasyonlarını da takip edebilirsiniz. 

*** 

şimdi konuyu çok başka bir noktaya taşıyacağım. fotoğraflardan ilk başak fark etti ufak bir estetik operasyon geçirdim; ancak sonuçtan çokta memnun kalmadım. çok ayrıntısına girmek istemiyorum ancak bir iki önerim olacak: birincisi mediest adlı şişli'de mukim attila alp adlı estetik uzmanını ben seçtim, siz seçmeyin. ciddiyim, attila alp iyi bir hekim değil, zaten yaptığı işi kendisi de çok beğenmedi ki paramın bir kısmını iade etti. ben hala hepsini iade etmesi gerektiğini düşünüyorum. ikinci konu hangi estetik uzmanı olursa olsun muayehanede operasyon yapmasına evet demeyin. mutlaka anlaşmalı olduğu iyi bir hastanede op. geçirmek için ısrar edin. olmazsa da yok deyin. çünkü, hastaneye bir ücret ödememek için bu yolu deniyorlar. yani iş hep paraya çıkıyor. son söz; benim burnumda ve göz kapaklarımda ufak bir sorun vardı bunun için müdahale etti doktor ancak siz bir sağlık sorununuz yoksa vücut bütünlüğünüzü bozmayın, bıçak altına yatmayın. ben operasyondan sonra hızla iyileşmek için bir nev i detoks yaptım; sıfır alkol, sıfır sigara ile başladığım bu detoksu dün gece bir tanecik bira ve biraz abur cubur ile deldim yoksa son bir ayı enginar, sızma zeytinyağı, fındık, badem, ceviz  ve bol yeşillik ile geçirerek arındım, iyileştim. 

uzak durulacaklar: mediest ve dr. attila alp. aklınızın bir tarafına yazın.  

*** 

kemal tahir okuyordum. ilk sayfalarda dili biraz kuru gelse de özellikle türkali'nin türkçesinden sonra anlayamasam da tahir'i sonra alıştım ve dahası kimi betimlemelerini çok sevdim. esir şehrin insanları üçlemenin ilk kitabı; diğerlerini de alıp okuyacağım. yorgun savaşçı yine kemal tahir'in; kütüphaneden aldım geldim. bugün hava kapalı ben boğaza inerim diyordum ama görünen o ki kahve/kanepe/kemal tahir daha iyi olacak. güneş yoksa boğaziçinin keyfi de yok benim için. 

*** 

ne uzun oldu bu yazı. günaydın. kitapla, yemekle, seyahat ile ve elbette aşkla yaşayın. 

4 comments:

  1. Selam, Geçmiş olsun .İstanbul adım başı para. Doğayı hem yok ediyorlar hem de her şey ticari.Düşüncenizde haklısınız. Sevgiyle kalın.

  1. Handan dedi ki...:

    Teşekkürler parıldayan çiçek. Sormayın ya yok yiyecek getirme yok bilmem ne. Akşamki eglencemiz biradiyla sandviciyle 30-40 lira bişey tuttu ki 3 kişiydik! Bunun 10 katını falan ödemek gerekiyor o da iki kişiye eğlenmek için biletli olursa. Saçma! Değil mı yahu? Sevgiler selamlar

  1. Gamze Esra Ersöz dedi ki...:

    Geçmiş olsun Handan. Hakikaten ufak bir operasyon dahi olsa kesinlikle hastanede olmalı.Ne olacağı belli olmaz.Tekrar geçmiş olsun.

  1. Handan dedi ki...:

    teşekkürler gamze'cim. ne zaman yiyeceğiz pizzaları