biraz istabuldan bahsedeyim size. kış kar soğuk... ama dışarı çıkmak istiyor canım; çünkü sıkılmak:)
geçen hafta akm'yi gezdim. bir itiraf, ben eski akm'yi gezmemiştim., o yüzden kıyaslama yapamayacağım. bu yeni halinde tasarım mağazası, bir kütüphane, bir kitapçı, kitapçının içinde bir yeni nesil kahveci, çok amaçlı sergi salonları bir de zincir kahveci var. kahve dünyası. tasarım mağazasında her şey çok güzel ve bittabi çok pahalı. sergi salonları ferahfeza özellikle hafta içi gezmenin faydaları çok insanla karşılaşmadan rahat rahat gezmek gibi.
akm'den sonra istiklal caddesini boydan boya yürüyüp yapı kredi yayınlarından bir kitap atıyorum çantama. oradan aşağıya sallana sallana yürüyüp gezerken çok çok pera takılıyor gözüme ve evet ya şehrin en ünlü barmeni buradaydı, okumuştum diye anımsıyor ve hoop içeri giriyorum. fatih bey içeride oturuyor, görüyorum, şehrin en ünlü barmenine merhaba demek için geldim diye giriyorum lafa:) haber veriyorlar, geliyor fatih bey ( akerdem) ve sohbete başlıyoruz. servisin henüz açılmamış olması benim şansım, uzun uzun sohbet ediyoruz. esprssoları yuvarlıyor, bardan, içkiden, istanbuldan, mekanlardan her şeyden konuşuyoruz fatih bey ile. klasik hangover sorumu daha soramadan ''yok'' diyor, hangover olmamanın ya da kısa sürede atlatmanın yolu yok. ben kendi yöntemlerimi söylüyorum, sabah duş, limonlu ılık su, sert bir espresso. hepsine evet diyor. ama hiç biri sihirli değil:) diye ekleyerek.
sohbet ederken hemen hemen bütün ekip ile tanıştırıyor fatih bey beni. çok genç bir ekip, müdüründen mimarına bardaön hazırlıkları yapan gençlerden diğer çalışanlara hepsi çok genç. fatih bey hepsinin abisi. çok hoşsohbet bir bey fatih bey, rakı kokteyli üzerine kitabı var bir arkadaşıyla ortak yazdığı. bir ara sahaflarda bakayım belki bulabilirim.
çok çok pera iki ayrı bölümden oluşan tepebaşı'nda bir mekan. rezervasyonsuz gitmeyin derim. şu sıralar cuma akşamları caz müzik var. iyi bir kokteyl içeyim derseniz bir şans verin. aaa barın adını unutacaktım neredeyse! ernest bar. hikayesini de fatih bey anlatır belki size:)
***
bir gün gezip iki üç gün evde dinleniyorum. çünkü çoğunlukla yürüyerek geziyor ve bir günde gerçekten çok yoruyorum kendimi. sonra ev pijama yumuşak çoraplar ve sabahlığıma sarınıp kitap kahve derken dinleniyor şarj oluyor hadi yeni rota neresi diye kendi kendime soruyorum.
bir sonraki rota kapalıçarşı oldu. ama onu bir sonraki yazıya ayırdım. çünkü şimdi kahve içip basit bir dizi izleyeceğim.
0 comments:
Yorum Gönder