dalyan'da ne yenir ne içilir nerede oturulur? dalyan notları

26 Eylül 2020 Cumartesi

 gelin size hem denizle koyun koyuna olup hem de yemek için ekmek arası köftede panga, balık denince de levrek ve çipura seçeneklerinin her daim başrolde olduğu ama yine de yıllardır çok güzel kalmayı başarmış dalyan'ı anlatayım. 


bu mavi gömlek, canımın sıkkın olduğu bir gün kendimi akmerkez'e atıp 
zara'dan çok beğenerek epeyi indirimle aldığım zamansız bir parça:)
plaja giderken de giydim akşam mini elbisenin üzerine de 

önce dalaman'a uçuyoruz. biraz reklam yapayım:) kapres turizmin sevgili sahibesi canan'ı ararsanız size saati en uygun bileti şıp diye bulup alacaktır. ben öyle yaptım. dalaman havaalanına indiğinizde bütün yakın sahile ''paylaşımlı transfer'' tabelaları ile bekleyen adamlar göreceksiniz. mesela kaş 100 kağıt. usulca onların yanından geçip dalyan için taksiyi tercih edebilirsiniz. 135 civarı bişey. ya da önce dalaman ilçe merkezine gidip oradan ortaca'ya minibüs ( 6 tl ) oradan da dalyan'a minibüs yine 6 lira:) gözünüzde büyümesin, benim gibi kolunuzda plaj çantanız varsa sadece hiiç sorun değil 30 km yol zaten. 

dalyan bildiğiniz üzre tekne seferleri ile iztuzu plajına ulaşabildiğiniz muhteşem doğaya sahip bir kasaba. bu sene plaja gidiş dönüş 25 lira. bunu belediye belirliyor. plajda tek kişi şezlong şemsiye 15, iki kişi 25 tl. plajda atıştırmalıklar uygun fiyata ve temiz. nar suyu için mutlaka! bira yok:( 

mavi yengeç yemeden dönmüyoruz! plaja giderken dalko su ürünleri kooperatifine uğramasını rica edin kaptandan. ben öyle yaptım ve kocaman bir yengeç çıktı şansıma:)))) çok lezizdi, çok! 


bunlar teknik bilgiler, gelin biraz da dalyandaki turizmden bahsedeyim size. ağırlıkla ingiliz turiste ev sahipliği yapıyor dalyan. hemen hemen bütün cafe bar ve restoranlarda ingiliz kahvaltısı var. fiyatlar ingilizlerin sterlinine göre ayarlandığından bize bir miktar ( kibarlığımdan öyle diyorum) pahalı geliyor. mesela çok beğenerek yediğim, lezzetine ve servisine ve de elemanlarına hiç bir şey diyemediğim bir işletmede bir tabak kalamarın 100 tl olması biraz can sıkıcıydı:) ama sıkıldım mı, yoooo!::: )))) 

tekne turları aylardan eylül olunca artık 50 -55 liraya kadar düşmüş. ama 100 liraya olan da varmış. ben gitmedim. doğrusu karışık meze tabağı yiyip ''yağda alabalık'' dedikleri menüyü hele bu kovid zamanında yooo ben almayayım. 

otelimde kahvaltı yapıp dalko'nun ekmek arası balığını denedim bir gün.  buraya bir parantez açayım;  panga ile yapıyorlarmış. yıllardır söylüyorum dil şiş diye yediğiniz çoğu zaman panga diye kimseye anlatamıyorum. nihayet bir yer resmi ağızdan panga ile yaptıklarını söyledi. panga ucuz bir balık ve ithal. çok kötü olduğundan değil ( çok iyi de değil ayrıca ) sadece bizim üç tarafımız denizle çevrili iken neden panga? diyorum, başka bişey değil. sustum. sonra zaten vurdum bünyeyi kalamara yengeç denen afrodiz.ya..k yiyeceğe ne işim olur panga ile yapılan balık köftesiyle:) 


dalyan tam araba kiralanıp ya da tekne ile koy koy köy köy gezilecek bir yer. sarıgerme yakın iztuzu ve turtle beach görülmesi gerekenlerden. turtle beach aynı zamanda kaplumbağa hastanesine ev sahipliği yapan bir yer. gidin görün gezin, kamplumbağalara karışmayın! oradan bez çanta ve hediyelik eşya alın ki yardım olsun ufak bile olsa. sonra plajda karışık peynirli gözleme yiyip nar suyu için. plajı kalabalık basınca minibüse ya da tekneye binip dalyana geri kaçın. ben huysuz bir kadın olduğumdan yanında yöresinde patates kızartılan kafe ve barlarda oturmuyorum çünkü o yağ kokusu beni çok rahatsız ediyor. bunun için size önerim dalyan lounge bar. komşuları hediyelik eşya satıcıları olunca mis gibi oturup margaritaları yudumlayıp mis gibi kalkıyorsunuz, patates ya da döner kokmadan:) 


bir başka hoşuma gitmeyen şey dünya mutfağı denen ucube! arkadaş hangi ara biz ya da ingilizler bütün yemekleri kremaya bulanmış halde yemeğe bağladık!? ben yemiyorum, krema nasıl kullanılıyor onu bile bilmiyorum. döneceğim akşam güzel bir terasta yemek yemek için yer ayırdığımda ustayla pazarlık yaptım yahu karidesli makarnama krema koymaması konusunda! dünya mutfağı denen şey her şey var balık diye levrek çipura  var güveç var pirzola var tavuk var. ben sevmiyorum böyle. ben tabakta fazla kalabalık olmadan 8-10 tekir / barbun olsun belki kırmızı soğan bir iki dal da roka. bitti. balığıma krema koyanı ahahahahhaha!... olmaz öyle şey. ama ne yazık ki dalyan böyle, bunu işletmenin sahibi ile ayaküstü konuştuğumuzda ''sizi anlıyorum  ama sizin aradığınız bodrum'da,'' dedi. haklı. 

yemek işi böyle. şok'tan migrosa marketler açılmış dalyanda. dalko fiyat performans olarak iyi. fiska denilen kefal balığının yumurtasını da yapıyorlar ama benim yemediğim tek balık kefal olduğundan yumurtasını da denemedim. sıcakta  çok tavsiye etmiyorum zaten. china town servisi ve lezzeti ile başarılı bir mekan, bir şans verin derim. nehir kıyısında bir iki bira yuvarlayın mutlaka mekan mühim değil kızartma kokusu gelmesin, yeter. dalyan lounge rahat, güzel leziz kokteyller yapan bir yer. sokaktan gelip geçeni izlemek için ideal. biralar 20-25 marjında kokteyller 30-35 civarı. 


seyahat etmiş olmanın verdiği haz ile eski iş yerimdeki sorunları unutup cildimin ve ruhumun ışıltısını geri kazandığım bir tatil oldu.  bu hafta nasıl çalıştım nasıl bitti anlamadım bile ama bişey itiraf edeyim dalyan'ın bu kadar güzel olduğunu unutmuşum. 98 lerde gitmiştim ilk. kışa bir daha giderim ben. 


seyahat edin, güzelleşin:)))) vallahi bak! 

hayata dil çıkarıp çok eğlenip çok güzel zamanlar geçirdim:) 

günaydın 
iyi pazarlar 

2 comments:

  1. Satır Arası dedi ki...:

    Bir Ortaca'lı olarak ne guzel anlatmışsınız Dalyan'ı. İztuzu ve Koycegiz'e hayranım. Birde son fotonuza bayildimmmmmm 😊

  1. Handan dedi ki...:

    Fotoğraf konusunda hep söylediğim bir şey var, susan sontag"dan öğrendiğim; fotoğrafı çeken ile aranızda sevgi varsa o fotoğraf güzel çıkıyor, diyor sontag mealen. Çünkü o duygu fotoğrafa geçiyor. Okuyunca vay ne evet tam da bu demiştim. Bu fotoğraf da öyle bir duygunun yansıdığı bir kare. Sevgiler satır arası