yolda olmak; ne muhteşem bir duygudur.
lemnos / limni adasını görmeseniz de olur
yaptığım en iyi seyahat değildi, kötüler arasında bile sayabilirdim merkezde yiyip içtiklerim çok iyi olmasa ve ada ile barışmasam. kötülüğünde de adanın hiç bir suçu yok! bütün suç benim üç beş kez açıp ya şurada bir otel bak handan, ayyy kim bakacak beğenmezsen kavalaya dönersin semothrakiye gidersin diye diye...
tamam baştan başlıyorum. sadece kavala biletini aldım. başka hiç bir hazırlık yapmadan yola çıktım. kavala her zaman güzel; sabah kahvaltı sonra limandaki ofisler açıldı; aaa ne güzel saat 14.30 da limni adasına gemi var. aldım bileti (17.50 euro) o saate kadar dolaştım gezdim yedim içtim; gemide oyalanmak için birşeyler aldım sonra hoop o devasa gemi geldi. 4 saat deniz yolculuğu; benim için şu ana kadar yaptıklarım içinde en uzunu. geminin biznıs kısmı var biraz orada barda vakit geçirdim, biraz yukarıda manzara izleye izleye neyse nihayetinde adaya indik. liman ve meydan arası 10 dakika yürüme mesafesi. ve bingo meydandaki lemnos otelde yer yok!
ders 1; yunan adalarına yazın gideceksen hazırlıksız en azından pazar günü gitme canım.
bir iki otelde yer vardı ama ben sevmedim onları da. ikisi de kadın işletmeciydi; biri 60 yaşlarında ilk bakışını hiç sevmedim; hafif küçümseyici bir bakış attı bana sanki hani sen kimsin de resepsiyondaki zili çalıp koltuğa oturup bekliyorsun, der gibiydi, haspam! yer var dedi ama bu sefer ben ulan ben sana para kazandırmam be, dedim içimden.
öbürü kaç gün kalacağımı sorunca ıhh bu soru oda var ama çarşaf yıkamaya yeterli mi vereceğin para, demektir. ben de hiç bir şey demeden vazgeçtim, deyip ben onu öyle düşünceli bıraktım:))))
macera zaten sonra başladı. mondros diye ( evet, bildiğiniz anlaşma o koyda bir binada imzalanmış) bir koyda yer var dediler, taksiye bindim gittim. taksici 30 km. yola 40 euro isteyince 20 verdim, beğenmiyorsan polise git, deyip kestirip attım. bir tavernanın garsonları çevirdiler adama dediklerimi, ki sanırım zaten polisi herkes her yerde anlar. tamam, verin parayı polise gitmeyecek, dediler. hergeleye bak ya! onu da savuşturdum. bu sefer tavernacı ve kızı oda kahvaltı anlaştık diye tartışmaya başladı, kız bir cazgır anam anam bir konuşuyor el kol hareketleri ile... olmaz böyle tepki lan altı üstü kahvaltı, o kadar ki tek elimle iki elini kavrayıp indirdim biraz sakin ol. diye. baba kızı kavga ederken bırakıp, kalınmaz burada diye hiç bir şey demeden oradan da çıktım.
nihayet karşıma iyi bir insan çıktı; bir otel tarif etti. gittim. yer varmış çantamı atıp üstümle başımla uzandım. saat 12 olmuştu neredeyse.
sabah bir duştan sonra bana oteli tarif eden iyi insanın tavernasına gittim. iki duble kahveden ve temiz havadan sonra tazelenmiş akşamı unutmaya hazırdım. unuttum da. adama teşekkür edip, otelin parasını ona bıraktım. çünkü zaten sahibini o aramıştı. neyse.
sonra yine ver elini merkez.
ders 2: lemnos adasında merkezde kalın. taksiye dünya kadar para harcamayın.
lemnos otelde yer var artık. sonrası merkezde 1930 da açılmış kahvede martini keyfi, bira kalamar, sardalya ne varsa:...
merkezin üstü kapalı, gölge güzel bir çarşısı var. mondrsotaki aile dışında kötü insan yok. türk turist yok. yaşlı alman amca ve teyzeler her yerde olduğu gibi buradalar da. süper gyros yapıyorlar. bir pita ekmeğine 1.5 1.5 yedim vallaha.
metaksa mas diye telaffuz etikleri taverna limanın bir ucunda, kime sorsanız gösterir: zaten oturan yerli insanlardan siz de aaa burası iyi bir yer dersiniz. ikinci gün tanıdılar zaten çocuklar; aaa abla öğle birasına geldi. aaa yok onu sipariş etme ekmek gibi bişey o, aaa bak bu harika diye diye yedim içtim denize girdim, insanlarla lafladım.
videosu var instagramda plajda tek çocuk yokken:) sabah deniz keyfi yaptım. lafımız çocuklara değil zaten; onlara sürekli bağıran, annem aşkım diye konuşan annelerine. çocukların kafası bulamaç gibi bence, annem ne yav aşkım ne! neyse, anaların gazabı blogumu yakmadan son vereyim bu konuya.
dönüş için gittiğiniz zaman gün gün öğrenin gemi saatlerini çünkü enteresan bir şekilde gece 2.40 ta bile gemi var. nereden geliyor da o saatte limni'den geçiyor bilemedim.
ben bir kaç gün kaldıktan sonra paşa paşa akşam 6 gibi bindim 10 gibi kavaladaydım.
yıunan adalarında bu kaçıncı oldu bilmiyorum gezdiğim bir ara sayayım ben de merak ettim ama lemnos görmeseniz de olur bir ada. ben gittim diye kaldım 1 saatlik iki saatlik yer olsa ilk gün dönerdim.
gezdim mi gezdim. tavsiye eder miyim? etmem. semadirek bile buradan bin kat iyi.
bir başka geziyi anlatmak üzere az mola vereyim.
çorlu, divan otel ve trakya gezisi sonra
9 comments:
-
Handan sen de biraz tatil modunda değilmişsin gibi hissettim. Ama yine de tatilde yaşanan olumsuzluklar sonradan hatırlanan/gülümseten anılar olarak kalıyor.
Hadi yenisi için şimdiden iyi tatiller...
-
gamzecim haklısın; tatil diye değil seyahat olsun havam değişsin diye gittim. ilk gün tam değişti havam ama sorunları çözünce sonra keyif alarak bitirdim.
sevgiler
-
bu kurlarla zor gideriz ..iyi de bir ada değilmiş deyip züğürt tesellisi olarak kullanalım bu yazını :)
-
:)) "İlk gün tam değişti havam" sabah sabah çok güldüm handan :)Neyse son güzel bitmiş.Öpüyorum kocaman...
-
Madem gitmeye değmez biz de gitmeyiz. Anladığım bir şey de kaybetmeyiz. Zaten bu kur yapısıyla istesek de oldukça zor görünüyor.
Ayyy çocuklara annecim babacım denmesine ben de gıcık kapıyorum ama sanırım çocuğuna oğlum, yavrum diyen bir ben kaldım :/